Birleşmiş Milletler tarafından her yıl Ekim ayının 13'üncü günü ‘’Dünya Afet Risklerinin Azaltılması’’ günü olarak kutlanmaktadır. 13 Ekim günü toplumların afet risklerine karşı nasıl hazırlandıklarını, neler yapmayı planladıkları konusunda farkındalık yaratmak ve sürece çekmek amacıyla tüm dünyada toplantılar yapılmaktadır.
Afetlerde risk azaltımı, afet nedenlerini analiz etme ve azaltmaya yönelik sistematik çalışmaları kapsayan bir kavramdır. Tehlikelere maruz kalmanın, incinebilirlik nedenlerinin azaltılması, yerleşim yerlerinin ve çevrenin yönetimi, olaylara hazırlık ve erken uyarı sistemleri geliştirilmesi gibi uygulamalar afetlerde risk azaltımı çalışmaları arasında yer almaktadır. Afetlerde risk azaltımı, afet yönetimi, afetlere hazırlık gibi disiplinleri içinde barındırmakta ve sürdürülebilir gelişmenin önemli bir parçasını oluşturmaktadır. Ülkeler çapında gelişme sağlanabilmesi ve sürdürülmesi afet risklerinin azaltılması ile mümkündür. Bu nedenle afetlerde risk azaltımı çalışmaları toplumun her kesimini, kamu ve özel sektörün tüm birimlerini içermektedir.Dünya Afet Risklerinin Azaltılması Günü kapsamında 4 yıldır yürütülmekte olan “Harekete Geç” kampanyasının teması 2011 yılındaki “Gençler ve Çocuklar”, 2012 yılında “Kadınlar”, 2013 yılında “Yeti Yitimi Olan Bireyler” iken, kampanyanın son yılı olan 2014 yılının teması “Yaşlı Bireyler” olarak belirlenmiştir. Yaşlı bireylerde afetlere hazırlık yönünden daha iyi bir risk analizi ve planlama yapılmasını, ihtiyaçların ve deneyimlerin değerlendirilmesini amaçlayan araştırma ve çalışmalar yürütülmektedir.
Asya; Yüksek doğum oranı nedeniyle dünyanın en fazla nüfusunu barındıran kıtadır(%65 civarı). Avrupa; Nüfus artış hızı az olmasına rağmen aldığı göç miktarı fazladır. Afrika; Doğum oranları nedeniyle Dünya’da nüfus artışının en yüksek olduğu kıtadır. Avustralya; Yerleşilebilen kıtalar içerisinde en az nüfusa sahiptir. Nüfus doğuda yoğunlaşmıştır. Kuzey Amerika; Aldığı göçler nedeniyle yoğun nüfusludur. Güney Amerika; Nüfusunun fazlalığına doğum oranlarının fazlalığı etkilidir.
Saniyede 2–3 kişi, dakikada yaklaşık 140 insan, günde yaklaşık 200.000 kişi, her ay yaklaşık 6 milyon insan. (Bir G.Doğu Anadolu Bölgesi Nüfusu kadar) ve her yıl yaklaşık 73 milyon insan dünya nüfusuna eklenmektedir.
Bu sayıların anlamı afetlerin risklerini azaltma konusunda çaba gösterirken nüfus artışının getireceği sorunların muhakkak göz önüne alınması gerektiğidir.
Doğa olaylarının "afet" olarak nitelenmesi ancak insanoğlunun bu olaylardan son derece olumsuz etkilendiği haller için geçerli olmaktadır. Bu gerçekten hareketle Birleşmiş Milletlerce oluşturulan temel politikalara paralel olarak ilan edilen "13 Ekim Uluslararası Doğal Afetlerin Azaltılması Günü" uluslararası düzeyde belirlenmiş temel politikalara uyulması konusunda gerekli kamuoyu desteğinin yaratılması çok önemlidir.
Günümüzde başlıca risk alanlarının nüfusun yoğun bir biçimde bir arada bulunduğu kentler olduğu gerçeğine dayanarak, kentler odak alınarak oluşturulan planlama aşamasında öngörülen çalışmalarının yanı sıra, kentlilerin doğrudan katıldığı süreç ve yöntemlerle risk azaltma (sakınım) kararlarının alınması ve uygulanması gerektiği, yeni politikanın öncelikli ilkelerinden olmalıdır.
Uluslararası yeni politikanın diğer hedefleri: risk azaltma önlemlerinin, ‘sürdürülebilirlik` ilkesi gözetilerek her ölçekteki planlama çalışmalarına entegre edilmesi; kentsel risklere önem verilmesi; risk azaltma kararlarının, yalnızca yönetimler tarafından değil, risklere maruz toplum kesimleriyle birlikte alınması ve bu amaçla ‘platformlar` oluşturulması; dar gelirli kesimlerin risklerine öncelik verilmesi olarak özetlenebilir.
ULUSLARARASI MAVİ HİLAL İNSANİ YARDIM ve KALKINMA VAKFI olarak Afet Riski Azaltılmasının afetlerin yıkıcı etkilerinin azaltılmasına, afetlerde uğranılan can kaybının önüne geçileceğinin savunucusu olarak 13 Ekim ‘’Dünya Afet Risklerinin Azaltılması’’ gününün önemini bir kez daha vurguluyoruz.