Birleşmiş Milletler 20 temmuz 2011 de Somalinin Low Shabelle ile Bay Bakool bölgelerinde açlık felaketinin giderek tırmandığını ve yardım ulaştırılmasında yaşanan güvenlik sorunuyla gıda kıtlığının yol açtığı çok yüksek fiyatların felakete müdahaleyi zorlaştırdığını ilan etti.Kısa süre sonra bu defa Birleşmiş Milletler 3 Ağustosta Middle Shabelle, Afgoe koridoru ve Mogadishu’nun bazı bölümlerinde de açlık felaketiyle karşı karşıya kalındığını deklere etti. Mogadishunun 25 kilometre batısındaki Afgoe Koridorunda 400000 cıvarında Mogadishuda da 2 milyon cıvarında insan açlıktan ölmemek ve gıda yardımına ulaşabilmek için birikti. Dünyanın en büyük açlık felaketi sözkonusuydu. Somalide 1991-92 döneminde yaşanan açlık felaketinin boyutlarının da ötesinde yeni bir felaket sözkonusu.
Açlık daha çok Al Shabab tarafından kontrol edilen bölgeleri vurdu. Bu bölgeden kaçan, insanlar hükümetin kontrolündeki yardım ulaşabilen Mogadishu ve çevresine kaçmayı yeğledi. Al Shabab aniden başkentten çekilince felaketzedelere gıda ulaştırılması mümkün oldu
Dünyanın güçlü STK ları ve uluslar arası kuruluşlar Al Shabab kontrolündeki bölgeye giremediklerinden daha çok başkente yığılan kitlelere yardım ulaştırmaya yoğunlaştı. Başkent Mogadishu’ya sığınan insanlar haftalarca yiyecek ve sudan yoksun yaya olarak yüzlerce kilometre mesafelerden Mogadishu’ya geldiler. Birçok aile başta çocuklar olmak üzere en sevdikleri üyelerini yollarda açlığa kurban verdiler.Onbinlerce çocuk başkente ulaştığında bir deri bir kemik kalmış zaten yaşama şansları da sona ermişti.
Mogadishuda durum ise daha korkunç. İnsanlar tamamen sağlıkdışı koşullarda yaşıyorlar. Kendi derme çatma sığınaklarında sadece yatacakları kadar yer var.Aile bireylerinin ortalama sayısı beş ve kullandıkları alan beş metrekare bile değil. Su yok. Hijyen imkansız. Çocuklar aşırı açlıktan katı yiyecek alamaz halde serumla beslenenlerin sayısı onbinleri buluyor. Açlık, pis su ve mikropların yolaçtığı hastalıklardan kamplarda yaşayan yüzbinlerce kişinin neredeyse üçte biri etkilenmiş durumda. Tedbir alınmazsa bu bütün kamptakilere yayılacak.Hastaneler yok. Sadece devletin Banadir hastanesi var oranın da kapasitesi en fazla bin kişi. Çocuklar ve kadınlar biraz daha direnebiliyorlar ama yaşlıların hiç şansı yok. Açlıktan ölen yaşlıların sayısı çocuklardan fazla. UNICEF in hesaplamasına göre her saat ortalama 14 çocuk kamplarda hayatını kaybediyor.Aşırı doğurganlık yüzünden yeni doğanlara hizmet mümkün olmuyor.
Bazı kamplara tuvaletler yerleştirilmiş ama aşırı kullanımdan boşaltılmalarına zaman kalmıyor..Kamplarda kaos yüzünden birçok tuvalet yapılmasına rağmen bir süre sonra kullanılamaz hale geliyor.
Kampların çevresinde ve Mogadishu sokaklarında binlerce insan yemek için dileniyor.Kamplara gittiğinizde her tarafta hastalanmış insanları görüyorsunuz.. Doktor yok ilaç yok. Ölümlerini bekliyorlar. Herkesin ortasında.Yardımsız ve desteksiz. Çaresiz. Uluslararası toplum açlıkla mücadeleye bu defa güçlü bir tepki verdi.Ancak zamanla bu yardımlar azalmaya başladı. İlgi de azalıyor. Somalideki koordinasyonsuzluk yardımların ulaşımında yaşanan sıkıntılar uluslar arası kuruluşları çaresiz bıraktı ve bıktırdı.
Basının da ilgisi azaldı. Aslında kamplarda ilk günlerdekinden pek farklı görüntüler yok. Ama herkes bu durumu kanıksamaya başladı. Sorunların çözüleceğine dair umutlar ise her kampanyanın yetersiz kalması sebebiyle giderek tükeniyor.
Aslında mümkün olsa aileler kendi topraklarına dönecekler. Yağmur sezonuyla ailelerin erkekleri eşleri ve çocuklarının yardım alabilsinler diye kamplarda bırakıp köylerine dönmeye başladı. Ancak Al Shabab ile Afrika Birliği ve hükümet kuvvetleri arasında çatışmalar sebebiyle çoğu geri dönmeye cesaret edemiyor, ailelerini geri götürmüyorlar. Somalinin ayağa kalkması ve açlığı aşması için aileler için de güvenli bir dönüş ortamı yaratılması gerekiyor. Bu ise şimdilik bir rüyadan öte gitmiyor. Sonuçta kamplar tıklım tıklım, verilen yardımlar en temel ihtiyaçları bile karşılayamıyor. Uluslararası toplum düzensizlik ve güvenlik sorunlarıyla artık müdahale etmek istemiyor ya da edemiyor. Umutlar giderek tükeniyor.