20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü olarak, tüm dünyada çocuk haklarını koruma ve düzenleme konusunda bir fakındalık yaratmaktadır. Bugün aynı zamanda Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin de kabul edildiği tarihtir. Günümüzde birçok çocuk savaş ortasında ya da açlık sınırında yaşamını sürdürmeye çalışmaktadır. Çocukları bu koşullardan uzaklaştırmak ve daha iyi bir yaşam sağlamak amacıyla hazırlanan Çocuk Hakları Sözleşmesi, 193 ülke tarafından kabul edilmiştir. Türkiye'nin de 1990 yılında imzaladığı bu sözleşme toplam 54 maddeden oluşmaktadır.
Taraf ülkeler bu sözleşmeyi hazırlarken çocuğun kişiliğinin tam ve uyumlu olarak gelişebilmesi için mutluluk, sevgi ve anlayış havasının içindeki bir aile ortamında yetişmesinin gerekliliğini kabul etmişlerdir. Ayrıca bu anlaşma ile çocuğun toplumda bireysel bir yaşantı sürdürebilmesi için her yönüyle hazırlanmasının ve özellikle barış, değerbilirlik, hoşgörü, özgürlük, eşitlik ve dayanışma ruhuyla yetiştirilmesinin gerekliliği de savunulmuştur.
Suriye’deki iç savaş 4. yılına girerken 4 milyona yakın Suriye’li göçmen ve yüzbinlerce Suriye’li çocuk göçetmek zorunda kalmıştır. Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu komşu ülkelerdeki kamplarda zorlu yaşam koşulları altında yaşamlarını sürdürmektedirler.
IBC (Uluslararası Mavi Hilal İnsani Yardım ve Kalkınma Vakfı) gerçekleştirdiği Çocuk Dostu Alanlar Projesi ile bu gün Urfa merkez, Gaziantep-Islahiye ve Kilis’teki proje merkezlerinde Suriye’deki iç savaşın yarattığı sorunları yaşayan 4 bine yakın Suriye’li çocuğa psikososyal ve eğitim destek çalışmaları gerçekleştiriyor. IBC’nin Çocuk Dostu Alanlar projesi, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği yanısıra uluslararası yardım kuruluşlarının da destekleriyle uygulanıyor.
Bu merkezlerden biri de Kilis Beşevler Sosyal Merkezi. Yaklaşık 300 çocuk burada eğitmen ve animatörlerin gözetiminde birlikte grup oyunları, resim ve yapboz çalışmalarıyla müzik faliyetleri eşliğinde iç savaşın yarattığı o kötü anıları geride bırakarak yeniden hayata umutla bakıyorlar.
Amine 9 yaşında, 4 ay önce Halep’ten ailesiyle birlikte Türkiye’ye sığınan Amine, bu merkezde yeniden gülmeyi öğrendiğini söylüyor. Bir bombalı saldırıda amcasının ölümüne şahit olan Amine eğitmenlerinin aktardıklarına göre uzun süre kimseyle konuşamıyorken, şimdi arkadaşlarıyla birlikte neşe içinde oynayarak mutluluğunu paylaşıyor. Amine bomba seslerinden ve yaşanan o korku dolu günlerden uzak olmaktan mutlu ama bir an önce savaşın bitmesini ve yeniden akrabalarını görebilmeyi umud ediyor. Amine yaşadıklarını “terasta çay içerken amcam sokaktan bize seslendi bize gelip katılmak için binaya girerken korkunç bir patlama oldu.Ne olduğunu anlayamadık her taraf toz içinde kaldı amcamı bir daha göremedim bana öldüğünü söylediler.’’ diye anlatıyor ve ekliyor “ertesi gün herşeyimizi bırakıp buraya Türkiye’ye geldik. Burada güvende olmak çok güzel en güzeliyse akranlarımla ve eğitmenlerimle doyasıya oynayıp eksik kalan derslerimi de görebilmem.’’
Uluslararası Mavi Hilal İnsani Yardım ve Kalkınma Vakfı (IBC) savaş ve afet mağduru çocukların içlerinde bulunduğu sıkıntılı dönemleri aşmaları ve yeniden hayata adapte olabilmeleri için hazırladığı Çocuk Dostu Alanlar projesiyle sadece Türkiye’de değil dünyanın dörtbir yanında bu durumda bulunan çocukların yanında olmaya devam ediyor.